loader

Çocuklarda Sosyal İzolasyon ve  Krizle Baş Etme Yöntemleri

Çocuklarda Sosyal İzolasyon ve  Krizle Baş Etme Yöntemleri

Yakın tarihe baktığımızda tüm dünyayı etkileyen olaylar veya sadece ülkemizde gündem olan gelişmelerden bazı konu başlıkları vardır ki 7 yaşındaki Asya’nın da 20 yaşındaki Yağmur’un da 40 yaşındaki Hülya Teyze’nin de 70 yaşındaki Mümtaz Amca’nın da ana gündem maddesi haline gelirler. 2002 Dünya Futbol Şampiyonası’nda ülkemizin dünya üçüncüsü olmasını mesela hangimiz bilmeyiz ki? Veya Sertap Erener Eurovision’da birinci olduğunda günlerce her evde, okulda, işte, kafede her yerde bunu konuşmadık mı? Tabi bu saydıklarımız güzel gelişmelerdi ve hepimizi sevince boğdu; gurur sebebimiz oldular. Bugünlerde yine herkesin konuştuğu bir başlık var ki gündemden uzunca bir süredir düşmüyor. Bu da tabi ki Covid-19 pandemisi Pandemi: Birden çok ülkeyi veya kıtayı etkileyen tüm insanlık üzerinde etkili olan salgın hastalıklara verilen isimdir.Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yayılım göstermektedir.

Covid-19 pandemisi olağan dışı bir süreç olması dolayısıyla bunu bir kriz dönemi olarak değerlendirmek doğru olacaktır. Kriz; kişinin baş edemediği ve kendi sorun çözme becerilerinin yetersiz kaldığı, kişinin yaşam kalitesini düşüren, ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyen olaylardır. Kısaca kriz düzenli, normal giden bir durumda bozulma meydana gelmesidir. Birey, kriz yaşadığı zaman, kendini engellenmiş hisseder, duygusal olarak çıkmaza girer ve elinden bir şey gelmediğini hisseder.  Pandemi, fiziksel iyilik halimizi olumsuz etkileme tehditinin yanında yarattığı ekonomik, psikolojik ve sosyal etkileriyle de yıpratıcı olmaktadır. Bu krize karşı mücadelemizi, önce fiziksel sağlığımızı korumaya sonrasında ruh sağlığımızı güçlü tutmaya çalışarak sürdürmeliyiz. Krizle baş etme noktasında ebeveynlere düşen görevlerden en önemlisi çocuklarımızın psikososyal gelişimlerini olumsuz etkileyecek tutumlardan kaçınmak olmalıdır.

Çocuklarımıza evde kaldıkları süreçte onlara kafese kapatılmış hissi veriyor olabilir miyiz? Eğer böyle bir tutum sergiliyorsak bundan bir an önce vazgeçmeliyiz. Baskı altında hisseden çocuklarımızda stres ve kaygı bozuklukları ortaya çıkacaktır. Peki ne yapmalıyız ve ne yapmamalıyız? Çocuklarımıza hastalıkla ilgili her gün olumsuz konuşmalar yapmaktan uzak durmalıyız. Öncelikle onlara hastalığın nasıl etkili olduğunu ve bundan kaçınmak için dikkat etmeleri gereken hususları yaşlarına uygun bir üslupla anlatmalıyız. Virüsten korunmanın öncül yolu kişisel hijyen kurallarına özen gösterilmesidir. Çocuklarımıza kişisel temizliğe özen göstermesini yalnızca hastalık sürecinde değil sürekli bir kazanım haline getirmeliyiz. Okula gidememe gerekçelerini onlara en doğru şekilde anlatmalı, bu durumun geçici olduğunu anlatmalıyız. Evde kaldıkları bu dönemi çocuklarımızın bir tatil olarak görmesine sebebiyet vermek de hatalı bir yaklaşım olacaktır. Eski bir deyişe göre krizler, tehditler aynı zamanda da fırsat anlamına gelmektedir. Krizler duygusal dağılmayla sonlanıp ardında bir enkaz bırakabileceği gibi; kişisel gelişme ve büyüme ile de değerlendirilebilir. Çocuklarımızın bu durumu bir ceza olarak veya tatil olarak görmesi doğru bir yol olmayacaktır. Eğitim ve öğretimin yalnızca okuldaki sınıflarında olmadığını evlerinde kaldıklarında da öğrenebilecekleri bir çok bilgi olduğunu, öğrenimlerinin teknolojik takviyelerle devam edeceğini fark edebilmelerini sağlamalıyız.

Kaygıyla başa çıkmak için neler yapabilirsiniz? Öncelikle çocuğunuzun kaygı duymasının olağan olduğunu kabullenmelisiniz. Ona bu kaygısının yersiz olmadığını belirtmeli ve onunla  empati kurduğunuzu hissetmesini sağlamalısınız. Onun da bir sosyal hayatı olduğunu ve pandemi sebebiyle olumsuz etkilendiğini bilmekte fayda var. Çocuğunuzu evde yalnızlaştırmamalı ve aile fertleriyle birlikte gerçekleştirilebilecek aktivitelere yönlenmelisiniz. Özellikle sosyal medya ve diğer iletişim kanallarıyla çocuğun karşısına çıkabilecek gerçek dışı bilgilerden onu korumalısınız. Birçok ebeveynin yaptığı yanlışlardan biri de çocuğun stresle mücadelesinde ona “bize bir şey olmaz, bize bulaşma, korkmana gerek yok” şeklinde telkinlerde bulunmaktır. Çocuğa temkinli olmasını ve gerekli önlemleri alması durumundan hastalıktan korunabileceğini yinelemeliyiz.

Unutmayın! Çocuklar ebeveynlerinin duygularından ve tutumlarından oldukça etkilenir. Bu sebeple ebeveynlerin olumlu düşünmesi ve süreçte çözüm odaklı bir yerde durması oldukça kıymetli. Çevrenizdekilerle negatif konuşarak birbirinizi negatif etkilememeye çalışın.

Bu süreç çocuklarınızla ve eşinizle birbirinizi daha yakından tanıyabileceğiniz, iletişiminizi güçlendirebileceğiniz ve birbiriniz ile daha kuvvetli bağ kurabileceğiniz bir süreçtir. Ailenin tüm üyelerinin aynı evde olduğu bu zaman dilimini isterseniz evinizde keyifle taçlandırabilirsiniz.Televizyonu kapatıp birbirinizi tanımaya yönelik aktiviteler gerçekleştirebilirsiniz. Birlikte kitap okuma saatleri gerçekleştirebilir okuduğunuz kitaplar üzerine konuşabilirsiniz. Çocuğunuzun okuduğu kitaptaki en sevdiği bölümü ondan ilgiyle dinleyebilirsiniz. Üretkenliği arttıracak aktivitelere yönlenebilirsiniz. Müzik, resim, drama, dans gibi sanatsal aktiviteleri ev içerisinde gerçekleştirebilirsiniz.

Neden krizi fırsata çevirip ailece İngilizcemizi geliştirmiyoruz? Çocuğunuzun İngilizceye olan ilgisini arttırabileceğiniz en etkili yol sizin de İngilizce öğrenmeye çalışıyor olmanızdır. Bu dönemi bir fırsata çevirebilir ve dilinizi geliştirebilirsiniz.

Online eğitim çalışmalarının çok değerli olduğunu unutmayın! Eğer doğru bir çalışma ortamı hazırlarsanız online eğitimin bire bir özel dersler kadar etkili olduğunu göreceksiniz. Online eğitim süreci içerisinde öğrencilere etkili öğrenme ortamının sağlanması ve gerekli materyallerin hazırlanması çocukların teknik bilgiye hakim olmadığı durumlarda velilerin destek olmaları gerekmektedir. Minimum şartlarla dahi erişim sağlayabileceğiniz bir çok dijital eğitim platformu mevcuttur. Çocukların teknolojinin yalnızca eğlenme amaçlı değil eğitim için de kullanıldığını özümseyebilmeleri için en iyi fırsat bu! Online eğitim sürecine ebeveynleri tarafından programlı bir şekilde dahil edilmeyen çocuklar için kaygı dolu ruh hali daha da etkin hale gelecektir.

Yazımızı burada sonlandırırken unutmamanız gereken bir husus var. Hayatlarımızın kısıtlandığını çocuklarımıza hissettirmemek için onların sosyal hayatlarını eve taşımalıyız. Tüm bunlar için öncelikle kendi ruh sağlığınızı güçlü tutmalısınız. Stresle başa çıkamadığınız noktalarda profesyonel destek alabilirsiniz.

Call Now Button